GELİR VE UNSURLARI
GELİR – Gerçek yada tüzel kişilerin üretimden tüketime kadar geçen süreçte, üretim veya diğer faktörlerle ekonomiye katılmaları sonucu elde edilen, ekonomik gücü artıran ve para ile ifade edilebilen kıymetlerdir.
Gelir 2 şekilde sınıflandırılmaktadır.
1. Kaynak Kuramı : Buna göre kişilerin sahip oldukları üretim faktörlerinin çeşitli üretim faaliyetlerinde kullanılması sonucu oluşan artı değerlerdir. Kişinin sahip olduğu üretim faktörleri, emek, sermaye, doğal kaynaklar ve girişim yeteneğidir. Bunların üretim sürecine katılması sonucunda bir takım gelirler oluşur ki;
Emek karşılığında Ücret
Sermaye karşılığında Faiz
Doğal Kaynaklar karşılığında Rant
Girişim karşılığında Kar
2. Safi Artış Kuramı : Kişinin belirli bir süre içerisinde dönem başı servet değeri ile dönem sonu servet değeri arasındaki farka, bu süre içerisinde tüketilen değerlerin ilavesi sureti ile bulunan değer fazlalığıdır. Diğer bir deyişle kişinin ilgili dönemde yaptığı harcama ve tasarruflarındaki artış toplamıdır.
VERGİLENDİRMEDE GELİR
Vergi kanunlarımızda yukarıda genel anlamda tanımlandığı gibi bir gelir tanımı yapılmamıştır. Gelir, üzerinden vergilendirme yapılacak kazançlara göre sınıflandırılmış ve her biri ilgili kanun ve maddelerinde teker teker tanımlanmıştır. Gerçek kişilerin vergilendirilmesinde göz önüne alınacak gelirlerin tanımlamasını GVK da, kurumların kini KV kanununda saymıştır.
GV KANUNA GÖRE GELİR VE UNSURLARI
GVK 1. Maddesindeki tanıma göre, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içerisinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı gelirdir. 2.maddesinde ise hangi kazanç ve iratların vergiye tabi olacağı sıralanmıştır. Buna göre;
- Ticari Kazançlar
- Zirai Kazançlar
- Ücretler
- Serbest Meslek Kazançları
- Gayrı Menkul Sermaye İratları
- Menkul Sermaye İratları
- Diğer Kazanç ve İratlar
Kurumlar Vergisinin 6. Maddesi “Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içerisinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safi kurum kazancının tespitinde GVK nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır” diyerek GV kanununda yapılan tanımı aynen kabul etmiştir.
Yukarıda yapılan tanıma göre Gelirin vergiye tabi olabilmesi için aşağıdaki nitelikleri taşıması gerekir.
a. Gelirin Şahsiliği : Gelir bir gerçek kişinin faaliyetinin veya sermayesinin ürünü olması gerekir. Bu nedenle GV kişisel bir nitelik taşır. Geliri elde eden kişinin ödeme gücünü ölçerek vergilendirme yapılır. Bunun için bir takım istisna, indirim ve muafiyetler devreye sokulur. (sakatlık indirimi, ücret istisnaları gibi)
b. Gelirin Genelliği : Gerçek kişiler tarafından bir takvim yılı içerisinde elde edilen ve GV konusuna giren kazanç ve iratların tamamı topluca vergilendirilir. GVK 86. Maddesindeki toplama yapılmayan haller bunun istisnasıdır.
c. Beyan Esası : Gelir vergisi genel kural olarak mükellefin beyanına dayanır. Ancak bazı gelirlerin istisnalar nedeni ile tamamı veya bir kısmı beyan dışında bırakılabilmekte veya kaynakta kesilen vergi nihai vergi kabul edilerek beyan edilmemektedir.
d. Takvim Yılı Esası : Genel kural bir takvim yılında yani 01.Ocak ile 31.Aralık tarihleri arasındaki 12 aylık dönemde elde edilen kazanç ve iratların toplamının vergiye tabi tutulmasıdır. Kişi veya kurumun işleyişine göre bu 12 aylık dönem farklı tarihler arasında olabilmektedir. (Özel hesap Dönemi)
e. Gelirin Gerçek ve Safi Olması : Vergiye tabi tutulacak gelirin gerçek ve safi olması genel kuraldır. Gelirin safi olması : Elde edilen gelirden, o geliri elde etmek için yapılan giderlerin indirilmesinden sonra kalan tutardır. Bazı durumlarda gerçek ve safi olma özelliği bir yana bırakılmış ve götürü gider usulü benimsenmiştir. (ihracatta, GMSİ)
f. Gelirin Elde Edilmiş Olması : Vergiyi doğuran olay gelirin elde edilmesidir. Buna rağmen elde etme deyimi vergi kanunlarımızda açıkça tanımlanmamıştır. Genel kabul görmüş tanımına göre;
Elde Etme : Geliri oluşturan kazanç ve iratlara hukuken ve iktisaden tasarruf edebilme imkanıdır. Vergi kanunlarında 3 farklı elde etme yönteminden bahsetmektedir. Bunlar, Tahakkuk, Hukuki ve Ekonomik Tasarruf ve Tahsildir.
Tahakkuk Esası : Gelirin elde edilmiş olması için hukuken o gelire alacaklı olmayı yeterli saymaktadır. Geliri doğuran işlemlerin eksiksiz olarak gerçekleşmiş olması sonucu gelirin mahiyet ve tutar itibari ile kesinleşmesidir.
Hukuki Tasarruf : Gelirin sahibi tarafından talep edilebilir hale gelmesidir.
Ekonomik Tasarruf : Gelirin ödemeyi yapacak olan tarafından gelirin sahibinin emrine sunulmasıdır.
Tahsil Esası : Gelirin nakit veya ayın şeklinde gelirin sahibinin mal varlığına dahil olmasıdır.
KAZANÇLARIN KISACA TANIMLAMALARI
1.TİCARİ KAZANÇ – GVK nun 37.maddesinde,”Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Ticari faaliyeti, dolayısı ile ticari kazancı belirleyen temel unsurlar, faaliyetin sermaye ve emekten oluşan bir organizasyona dayanması ve bu organizasyonun işlemlerindeki devamlılıktır. Devamlılık kasıt ve niyeti ile tüccarlar tarafından yapılan faaliyet sonucu elde edilen kazançlar ticari kazanç olarak değerlendirilecektir. Kazanç temini maksadıyla bir organizasyon kurulmuş olması işin devamlılığının en büyük göstergesidir. Aksi halde işin arızı olarak yapıldığı varsayılmalıdır. Devamlılık, bir takvim yılı içerisinde birden fazla tekrarlanma veya birden fazla takvim yılında tekrarlanma şeklinde tanımlanmaktadır. Ayrıca, bir faaliyet sonucu elde edilen kazancın ticari kazanç olarak değerlendirilebilesi için faaliyetin sermaye yoğun olup olmadığına da bakılması gerekecektir. Örneğin, Elektrik mühendisinin binanın elektrik projesini hazırlaması sonucu elde ettiği kazanç ticari kazanç sayılmazken, aynı mühendisin binanın elektrik döşeme işini malzemesi ile birlikte yapıyor olması sonucu elde edeceği kazanç ticari kazanç olarak değerlendirilecektir.
2. ZİRAİ KAZANÇ – Genel anlamı ile zirai faaliyetlerden doğan kazançlardır. Zirai Kazanç GV Kanunun 52.maddesinde “ Arazide, deniz, göl ve nehirlerde ekim, bakım, üretme, yetiştirme, ve ıslah yolları ile veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşımasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair şekilde faydalanılmasını ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Zirai faaliyette bulunan gerçek kişilere de çiftçi denir.
- 54. Maddede sayılan işletme büyüklüklerini aşan veya,
- Bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca sahip olan veya
- On yaşına kadar 2 adetten fazla traktöre sahip olan çiftçilerin kazançları gerçek usulde (beyan esasına göre) vergilendirilir. Bu şartlara uymayan çiftçiler için GV kanunu 94. Maddenin 11. Bendine göre yapılan %1 ile %4 arasındaki tevkifat nihai vergilendirilme olmaktadır.
3. ÜCRETLER – GV Kanununun 61. Maddesinde “ Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” şeklinde tanımlanmış maddenin devamında ise hangi ödemelerin ücret sayılacağı belirlenmiştir. Buna göre; ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı, bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunan ödemelerdir. Ayrıca, emeklilik, maluliyet, dul ve yetim aylıkları, evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığı verilen para ve ayınlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler, yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler, bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler, sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler de ücret sayılmıştır. Ücretler GV Kanununun 103. Maddesindeki tarife üzerinden tevkif yolu ile kesilerek vergilendirilir.
4. SERBEST MESLEK KAZANÇLARI – GV Kanunu 65. Maddesine göre “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır. Tahkim işleri dolayısı ile hakemlerin aldıkları ücretler ile kollektif, adi komandit ve adi şirketler tarafından yapılan serbest meslek faaliyeti neticesinde doğan kazançlar da, serbest meslek kazancıdır.” Bu faaliyetleri yerine getirenlere de serbest meslek erbabı denilmektedir. Serbest Meslek Kazançları kural olarak tevkif sureti ile ön vergilemeye tabi tutulmakta, nihai vergi mükellefin beyanı üzerine alınmaktadır. Ödenecek verginin hesaplanması sırasında tevkif sureti ile kesilen vergi, hesaplanan vergiden mahsup edilmektedir.
5. GAYRI MENKUL SERMAYE İRATLARI – Gayrı Menkul Sermaye iradı GVK 70. Maddede yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesi karşılığında elde edilen gelir unsurunu ifade eder. Kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Tahsil esasının geçerli olduğu GMSİ vergilendirilecek kazanç safi irat olarak tanımlanmıştır. Safi İrat : Gayrı safi hasılattan (tahsil edilen kira bedelinden), iradın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan giderlerin indirilmesi sureti ile bulunan tutardır. Giderler belgelendirilmek (gerçek usul) veya hasılatın %25 nin (götürü gider) hesaplanması yolu ile hasılattan indirilirler.
6. MENKUL SERMAYE İRATLARI – GVK 75.maddesinde MSİ “Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır.” Şeklinde tanımlanmaktadır. Aynı maddenin devamında 13 bent halinde bunların neler olduğu sıralanmıştır. Vergilendirme mükellefin beyanı üzerine yapılır.
7. DİĞER KAZANÇ VE İRATLAR – İlk 6 gruba girmeyen kazançlar bu grupta değerlendirilir gibi görünse de durum bundan farklıdır. Diğer Kazanç ve İratlar vergilendirme açısından 2 ana grupta sınıflandırılmıştır.
a. Değer Artış Kazançları – GVK Mükerrer 80.maddesi değer artış kazançlarını 6 bent halinde sıralamıştır. Bu mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazanç ve iratlar değer artış kazancı olarak vergilendirilirler. Bunlar;
- Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçları
- GVK 70/5 .maddesinde sayılan haklar (arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, marka, patent, ticaret unvanı, model, plan, sinema filmleri, ses görüntü bantları vb.)
- Ortaklık hisseleri veya hakları
- Faaliyeti durdurulan işletmenin tamamı veya bir kısmı
- 70. Maddede sayılan mallar (gayrı menkuller)
b. Arızi Kazançlar – Devamlılığı olmayan kazançlardır. Bunların neler olduğu GVK 82.maddesindebentler halinde sayılmıştır.